ISIK TANSAL: Haziran 2010

30 Haziran 2010 Çarşamba

VENEDİK

Venedik Adriyatik kıyısında kuzeyde Piave, güneyde Po ırmakları arasında yer alan tuzlu sulu bataklık alan üzerinde bulunan 117 ada üzerinde kurulmuş. Günümüzde deniz yükselmesi ve sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya

Venediği ziyete edeceğiniz zaman en uygun kalma yeri civardaki semtler. Biz de öyle yaptık, Mestre de otel bulduk ve 15 dakikalık tren yolculuğu ile Venediğe ulaştık. Araba ile şehre inmeniz durumunda girişteki otoparka bırakmak oradan da gondolla otelinize gitmek zorundasınız. Oteller şehir içinde daha pahalı. Trenden indikten sonra topluluğu takip ederseniz dar sokaklardan ve köprülerden geçerek St. Marco meydanına ulaşıyorsunuz.

St. Marco Basilikası
Venediğin en meşhur katedralidir. Bızans mimarisin de en bilinen eserlerindendir. Zengin işlemeleri, ve statüsüyle Venediğin zenginliğini ve gücünü temsil eder. 11yy dan bu yana Altın Kilise olarak da anılır.

St. Marco Çan Kulesi

St Marco Basilika'sının çan kulesidir. 98.6 m yukseklikte, 12m genisliktedir. 50. m sine kadar tuğla ile örülmüş olup bundan sonrasında kemerli, içinde 5 adet çan olan bölüm yer alir. Bu kısmın üstünde de küb şeklınde bir tuğla örülü bülüm ve onun da üstünde piramıt kısım bulunur. Piramitin ucunda da altından Cebrail meleği şeklinde rüzgar gülü yer alır. Yapımına 9 yy da Pietro Tribuno tarafından başlanmış, 12 yy da tamamlanmıştır.

MILANO

Milano Kuzey Italya'nin sanayi ve moda merkezi. Butun meshur markalarin mağazalarını bulmanız mümkün. Insanlar adeta moda dergilerinden fırlamış gibi, herkes çok şık. Şehrın tarihi dokusu cok güzel korunmuş. Bu konuda zaten Italya'nın her tarafından tarih fışkırıyor.

Pace o Sempione Kapısı

1801 de Napolyon Sforzesco kalesinin yikilmasini emretmesi uzerine bosalan alan Sempione alani olarak anilmaya baslandi Buraya zafer aniti yapilmasina karar verildi. Insaasina 1807 yilinda baslandi ancak I Ferdinandin tahta cikis kutlamalarina kadar (1838) bitirilemedi. Yapimcisi Luigi Cagnola dir.

Duomo

Dunya'nin 4. buyuk kilisesidir. Gotik tarzindadir. Yapimina 1386 da baslanmis ancak 1965 de tamamlanarak 500 yili asmistir. Italya'da bir binanin yapimi cok uzarsa " Bu is Duomo'ya benzedi" esprisi yapilmaktadir.

1 Haziran 2010 Salı

BOLKAR DAGLARI, ACIGOL, MEKE GOLU.

Bolkar Dagları Orta Toroslarda Niğde Adana illeri arasında yer alır.
Fotoğraf grubumla yaptığım bu geziye perşembe akşamı özel bir minibüsle 13 kişi çıktık. Gece boyu kah uyuyarak kah fılm seyrederek cuma sabahı Ulukışla'nın Darboğaz beldesindeki Beypınar Hotel'e ulaştık. Bu otelin sahibi dünya tatlısı, yuzunde gulumsemesi eksik olmayan bir hanım. Yıllarca Almanya'ya da çalıştıktan sonra emekli olmuş ve bu oteli açmış.( Sevim Gölcük Tel: 0388 5224088- GSM: 0536 7160643) Geldigimizde enfes bir kahvaltı sofrası bizleri bekliyordu. Adana veya Mersin'de işiniz yok ise, bölgeden transit geçecekseniz burada konaklamanızı öneririm. Ancak otoyola girmeyip eski devlet yolunu takip edeceksiniz. Ulukışla'ya geldikten sonra sağa doğru Darboğaz'a yol ayrılıyor. Kahvaltı sonrası ise kamp bölgemize ulaşmak için bir traktör römorkuna doluşup yola koyulduk. Tahminen 45 dakika sonra kamp yapacağımız göl bölgesine çok yakın bir yerde yolun karla kaplı olduğunu gördük. Geçmek imkansız oldugu için daha aşağıda bir düz alanda kampımızı kurduk. İlk gün ögleden sonraki yağmur bizi çadırlarımıza kapattı. Bu iyi de oldu biraz uyuyup kendimize geldik. Daha sonra hava açtı. Akşam zemin nemli olduğundan biraz üşüdüm. Kendim için söylüyorum, çadır konaklamada yastık ve şişme yatak şart. Bunlar olursa deliksiz uyurum. Ertesi gün saat 6 da kalkıp 7 de göller bölgesine yürüyüşe başladık. 2800_3000 m yükseklikte bir de tırmanarak 2 saat yürümenin iyi kondisyon gerektirdiğini anladım. Ancak göller bölgesine ulaştığımızda manzara karşısında bütün yorgunluklar gitti. Burada muhteşem yansıma fotografları çektik. Gölde balık ve yöreye endemik küçük kurbağalar var. Biz burada kaldık. Bir grup arkadaş zirve tırmanışı yapmak için yola devam etti. Saat 16 gibi kampımıza dönmek üzere yola çıktık bu sefer daha kestirme yoldan döndük. Günlerden Cumartesi olduğundan kamp alanına piknik yapmaya gelenler de vardı. Akşamüstü kahvaltısı ve akşam yemeği sonrası saat 22 de yatmak için çadırıma girdim. Saat 02 civarında birtakım gürültülerle uyandım. Birilerinin uykusunun kaçtığını düşündüm. İşin aslı kampı atlar basmış, çadırları devirmesinler diye uyananlar atları kovalıyormuş.
Pazar sabahı ise saat 06 da kalktık, çadırları topladık 8 gibi de traktör bizi almaya geldi ve tekrar Darboğaz'daki otele dönüp kahvaltı ettikten sonra saat 10 gibi de İzmir'e doğru yola çıktık. yolumuzun ustundeki Acigol ve Meke Golune de ugrayip pazar gecesi saat 23:30 da evde oldum.